Obsesyon (Takıntı); insan zihnine istemediği halde ve birden gelen, zorlayıcı ve tekrar eden ‘düşünce, dürtü ya da imgelere’ obsesyon denilmektedir. Kişide bu düşünce, dürtü ve imgeler huzursuzluk meydana getirir ve kişi bunlara aldırmamaya, zihninden atmaya ya da hafifletmeye çalışır.
Kişinin bu düşünce, dürtü ve imgeleri zihninden uzaklaştırmak ya da en azından rahatlama sağlamak için, tepki olarak, ortaya koyduğu düşünce ve davranışlara da kompulsiyon (zorlantı) denilmektedir. Bu davranışlar da bir süre sonra katı bir biçimde uyulması gereken, kişinin kendini yapmaya zorlanmış hissettiği, yineleyici ve sıralı düşünce ve davranış kalıplarına dönüşür. Obsesyonların verdiği rahatsızlık hissini bir süre azaltsa da gittikçe rahatlama için yetersiz gelmeye ve yapılan düşünce ya da davranışın sayısının ve/veya süresinin artmasına ihtiyaç hissedilir. Zamanla bu düşünce ve davranışlar uygulanması ciddi biçimde zorlaşan bir biçime ve miktara gelir ve uygulanması hasta için ayrı bir huzursuzluk kaynağı halini alır.
Örneğin, işe girerken arabasının kapısını kapatıp kapatmadığı, evden çıkarken ütünün fişini çekip çekmediği düşüncesi gelip duruyorsa ve bir türlü zihinden gitmiyorsa, bu düşünceye obsesyon, en sonunda dönüp o düşünceyi rahatlatan kontrol etme hareketine de kompulsiyon denir.
Hepimiz bazen bir şeyden emin olamayıp kontrol ederiz, sağlıklı kişilerde de ara sıra obsesif, pimpirikli düşünceler olur, ancak bunlar sıklaşmaya başladığında, aslında gereksiz olduğunu bildiğimiz halde bazı davranışları yapmaya başladığımızda soruna dönüşüyor denilebilir.
Akla gelip bir türlü gitmeyen ve rahatsız eden bu obsesif düşünceler, elim kirlendi şeklindeyse ellerini tekrar tekrar yıkamak, namaz kılarken uygunsuz bir şey aklına gelmesi şeklindeyse namazı bozup tekrar başlamak, sınava çalışan bir öğrencinin bir paragrafın sonundaki bir cümleyi anlamazsa paragrafı tekrar okumazsam anlayamam şeklindeki düşüncesi ise tüm paragrafı baştan okumak gibi kompulsiyonlarla rahatlatılır.
Takıntılı düşüncelerin ve dürtülerin kişinin günlük hayatını ciddi ölçüde etkilemesi ve yaşam kalitesini düşürmesi halinde kişiye Obsesif Kompulsif Bozukluk tanısı konulmaktadır. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip olan kişiler kontrol edemedikleri düşünceleri, dürtü veya imgeleri saplantı halinde yaşarlar. Bu durum hem kişinin kendisi için hem de çevresindeki insanlar için oldukça zorlayıcı bir hal alabilmektedir. OKB teşhisi konmuş hastaların bu düşüncelere sahip olması gerginlik ve yoğun kaygı yaşamalarına neden olabilir. OKB hastaları görmezden gelseler de genellikle hastalıklarına karşı içgörüleri vardır ve engelleyemedikleri böyle bir durum için ayrıca kaygı hissederler ve ciddi bir üzüntü içine girebilirler. Bu ise OKB hastalarında kısa sürede tabloya ek bir hastalık olarak depresyonun eklenmesine neden olur.