Celladına Aşık Olma! Stockholm Sendromu

‘Stockholm Sendromu’nun oldukça ilginç bir hikayesi vardır. 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılan banka soygununda dört banka görevlisi rehin alındı. Polisler tarafından baka altı gün boyunca kuşatıldı. Kuşatmanın sonucunda soyguncular teslim oldu ama tuhaf bir durum yaşandı. Rehineler kendilerini soyguncuların önüne atarak polislerden korumaya çalıştı. Hatta rehinelerden birinin kaçma şansın olduğu halde kaçmadığı da öğrenildi. Bu olay sonucunda gerek yargılanırken gerek hapishanede rehineler soyguncuları desteklediler. Aslında bu durum yoğun duygusal ve psikolojik baskının ortaya çıkar.

Fotoğraf: Robert Bye , Unsplash

Stockholm Sendromu Nedir?

Kişinin izole edildikleri yoğun travmatik olaylarda mağdur kendisini yıpratan zor durumda bırakan durumlarda sebebini görmeksizin esir alan kişiye karşı sempati ve hayranlık duyar. Bu kişiye olumlu duyguları beslemesinin yanı sıra onunla bağ kurar. Bu travmatik bağın kurulmasının nedeni zorlu koşullar ve bunun yarattığı güçsüzlük hissidir. Esir alan kişilerle geçirilen vakit arttıkça, onlara yardımcı olmaya çalışması, hatta onlarla özdeşim kurarak onlara hak vermeye başlamasına ‘stockholm sendromu’ denir.

Yapılan araştırmalara göre Stockholm sendromu genellikle bilinçsiz ve duygusal bir tepkidir. Hayatta kalma içgüdüsüyle yapıldığı düşnülmektedir. Mağdur kişi kendisine istismar uygulanmaması durumunu bir nezaket eylemi gibi algılamaktadır. Bu durumun sadece esaret gibi travmatik olaylarda değil, aynı zamanda hayatın içerisinde birçok ilişki şeklinde rastlanır. Bu durum ciddiye alınmazsa kişiye oldukça zarar verir.

Stockholm Sendromu Belirtileri

Esir alınan ya da istismar edilen kişilerde belirli davranışlar ortaya çıkar. Tutsak, rehine ya da tacize uğrayan kendisine bunu yapana karşı olumlu duygular besler. Sadakat ve bağlılık geliştirdikleri faile karşı sevgi de duyabilirler. Stockholm sendromunu deneyimleyen bireylerde gözlemlenen belirtiler;

  • Mağdur kişinin, rehin alan kişiye karşı olumlu duygular besliyor olması ve kendini ona bağlı hissetmesi
  • Empati duygusu ile kendini onun yerine koyarak onu anlamaya ve hak vermeye başlaması, dolayısıyla rehin alan kişiyi desteklemeye başlaması
  • Mağdur kişinin onu kurtarmaya çalışan kişilere karşı olumsuz duygular besliyor olması
  • Mağdurun destekleyici davranışlarda bulunması ve hatta bazen istismarcıya yardım etmesi durumu
  • Yapılan küçük iyilikler bile büyütülerek kabul edilir.

Bu belirtilerin yanı sıra bazı klinik belirtiler de kişide gözlemlenebilir. Bu belirtiler Travma sonrası stres bozukluğu belirtileriyle benzerlik gösterir. Uykusuzluk, sinirlilik hali, kabus görme, konsantrasyon zorluğu, gerçek dışı duygular deneyimleme, güvensizlik hissi, eskiden zevk alınan şeylerin artık zevk vermez hale gelmesi ve travmatik ana zihinde yapılan geri dönüşler yaşanabilmektedir. Bu belirtilerden biri veya birkaçının var olduğunu düşünüyorsanız profesyonel destek almakta fayda var.

Stockholm Sendromu Kimlerde Görülür?

Kaçırılma ve rehin alınan gruplar, tecavüz, ensest ve cinsel taciz mağdurları, savaş durumunda savaş esirleri, toplama kamplarındaki hayat kadınları, aile içi şiddet vakalarındaki döven ve dövülen eş konumu, dini tarikatlar, siyasi baskı grupları takipçi- lider konumları, cezaevindeki tutsak gardiyan ilişkileri ve ev hapsi durumlarındaki gruplar yüksek risk grupları arasında gösterilebilir.

Stockholm sendromu sadece rehine olaylarında görülmez. Gündelik hayatın birçok alanında karşımıza çıkar. İstismara uğramış çocuklar ,istismara uğramış ve şiddet gören kadınlar ,savaş  tutsakları, tarikat üyeleri, ensest mağdurları, ölüm kampı tutukluları, baskıcı ilişki üyeleri gibi birçok topluluk üyesi Stockholm Sendromu’nu yaşamaktalar.

Stockholm Sendromuna Ne Sebep Olur?

Stockholm Sendromu, insanların kontrol altındaki veya güvensiz durumlarının sonucu oluşur. Kişinin fiziksel veya duygusal olarak zarar görme riski altında olması, ‘’diğer taraf güçlü, beni severse koruyabilir” düşüncesi  veya tehditkâr davranışlar sergilemesi gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Kişinin güvensiz ve kontrol altındaki durumlar sonucunda ortaya çıkan duygusal bir durumdur. İnsanların sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdükleri normal ilişkilerin dışında görülebilir ve tehlikeli sonuçlar doğurur.

Günümüz toplumunda Stockholm sendromu örnekleri en sık sağlıksız ikili ilişkilerde, çocuk istismarlarında, şiddet gören kadınlarda ve tecavüz durumlarında rastlanır. Stockholm sendromunun tam tersi bir duruma ‘Lima Sendromu’ denir. Soyguncuların çoğu rehinelere sempati duymasıdır. Lima sendromunun etkileri nedeniyle, rehinelerin zarar görme olasılığı ciddi şekilde azaldı, serbest bırakılma ve kaçmalarına izin verilmesine neden oldu.

Stockholm Sendromu Tedavisi

Stockholm sendromu için belirli müdahaleler gereklidir. O sebeple danışandan alınan öykü ve travmatik olay içeriği oldukça önemlidir. Tedavi etmek için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Olumsuz düşünce ve davranışları değiştirmek için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yardımcı olacaktır. Grup terapilerinin yapılması; kişiye yalnız olmadığını gösterir ve deneyimini paylaşarak duygusal destek alabileceği ortam sağlamaktadır.

Genellikle Stockholm sendromu ile ilişkilendirilen anksiyete veya depresyon belirtilerinin yönetilmesine yardımcı olacak ilaç tedavisi de etkili bir yöntemdir. Stockholm sendromunun tetikleticisi olan başka travmalar da olabilir ya da bu sendroma bağlı gelişmiş travmalar da olabilir. Bu nedenle Stockholm sendromu tedavisi için profesyonel destek almak oldukça önemlidir.

Paylaş